26 Ağustos 2014 Salı

Jilet İzlerinin (Faça) Tedavisi

Jilet vb kesici aletlerle kendini yaralama sonucu vücutta ömür boyu kalıcı, kolay anlaşılabilir ve gizlenmesi zor izler kalabilmektedir. Dr. Cengiz Açıkel ve arkadaşlarının geliştirdiği ‘Lazer Yardımlı Cilt Soyma ve İnce Deri Yaması’ tekniği ile söz konusu izlerin kamufle edilmesi ve sosyal olarak kabul edilebilir hale gelmesi mümkün. JİLET İZLERİ Jilet veya cam gibi kesici aletlerle kendi bedenine zarar verme, temelinde kültürel, sosyal ve psikolojik etkenlerin rol oynadığı bir davranış biçimidir. Kendini jiletleme davranışı başlı başına bir psikiyatrik hastalık değildir. Genellikle birtakım psikolojik sorunlara eşlik eden bir belirti olarak kabul edilmektedir. Zamanla temelde yatan psikolojik sorun tedavi edildiğinde veya kendiliğinden düzeldiğinde bu davranış biçimi de düzelebilmektedir. Ülkemizde daha çok ergenlik ve genç erişkin çağlardaki erkeklerde gözlenmektedir. Bu davranış biçimi, sokak çocuklarından üniversite öğrencisine kadar, toplumun her tür sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyindeki bireylerde görülebilmektedir. Bu sorun sadece ülkemize özgü de değildir, batı toplumlarında da, özellikle ergenlik çağındaki kız ve erkeklerde eşit oranda ve aynı şekilde gözlenmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde görülme sıklığının %4 olduğu ve gittikçe arttığı bildirilmiştir. Kendini jiletlemeye bağlı olarak özellikle kollarda ve göğüs ön duvarında gözlenen izler yaşam boyu kalıcıdır vegizlenmesi zordur. Skarların kendilerine özgü bir görünümü vardır ve toplum tarafından kolaylıkla tanınır. Bu kişiler artık psikolojik olarak stabilize olmuş ve bu davranış biçimini bırakmış olsalar dahi vücutlarında taşıdıkları izler nedeniyleyaşam boyu utanç, suçluluk, ve pişmanlık duyabilmektedirler. Dahası toplum tarafından stigmatize edilmekte (damgalanmakta) ve dışlanmaktadırlar. Daha önce böyle bir şey yapmış artık tamamen düzelmiş ve normal bir yaşam süren bir bireyin iş ve sosyal hayatında, olumsuz özellikler çağrıştıran, bu izleri açıklamakta zorlanmaktadırlar. Arkadaş edinme, evlenme, yeni bir işe girme, yeni bir sosyal çevreye girme dönemlerinde söz konusu izler bir kâbus gibi karşılarına çıkmaktadır. Evlenmiş ve anne veya baba olmuş bir kişi kolundaki izleri çocuklarına nasıl açıklayacağının endişesini taşımaktadır. Sosyal olarak kabul görmeyen jilet izlerini sosyal olarak kabul edilen ameliyat izi, yanık izi gibi diğer yara izlerinden ayıran en önemli özellik yan yana ve birden fazla olmasıdır. Tek bir yara izinin tedavisinde o izi tamamen çıkartıp daha estetik şekilde dikmek mümkün iken bu izlerin birden fazla sayıda olması ve her bir izin normal deriden farklı renkte olması nedeniyle aynı şekilde tedavi etmek mümkün değildir. Bazen izlerin üzerine kamuflaj amacıyla dövme yaptırılmakta ancak çoğu zaman sonuç daha da trajik olmaktadır. Bu izlerin üzerini sadece zımparalamak da izleri daha belirgin hale getirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Estetik cerrahlara başvuran hastalar bu izlerin mümkünse tamamen yok edilmesini veya en azından jilet izi olduğunun anlaşılamayacağı ve daha az dikkat çeker bir hale getirilmesini talep etmektedir

Meme Büyütmede Yağ Enjeksiyonu

Son yıllarda, kişinin kendi vücudundan alınan yağların enjeksiyonu ile silikon protez kullanmadan- meme büyütme konusunda birçok klinik çalışma yapılmakta ve bilimsel platformlarda sunulmaktadır. ‘Lipoaugmentation’, ‘lipomodelling’ gibi terimlerle ifade edilen kişinin kendi vücudundan alınan (otolog) yağ transferi ile meme büyütme yönteminin başlıca dezavantajları; Ameliyat süresinin protez ameliyatına göre 2-3 kez daha uzun olması, Her hastadan yeterince yağ dokusu alınamaması, Memeye enjekte edilen yağların meme dokusu içerisinde tamamen yaşar kalmayıp, önceden tam olarak kestirilemeyen bir kısmının emilerek yok olması, Her iki meme arasında simetri sağlanması ve istenilen meme büyüklüğüne ulaşılması için ikinci ve hatta üçüncü ameliyatlara gereksinim duyulabilmesi, Yağ enjeksiyonu sonrası memede yağ nekrozu, kalsifikasyon, kist, fibroplazi vb değişimlerin olabilmesi ve bunların olası meme kanseri teşhisini güçleştirme potansiyelidir. Yukarıda sözü edilen nedenlerden dolayı yağ enjeksiyonu ile meme büyütme yöntemi için henüz klinik deneme aşamasında olan, erken ve geç dönem komplikasyonları açısından daha fazla bilimsel çalışma gerektiren bir yöntem diyebiliriz. Hali hazırda güvenilirliği kanıtlanmış olan silikon protezler meme büyütme işleminde “altın standart” olmaya devam etmektedir; 2009 yılında A.B.D.’de en sık yapılan (289.000) estetik ameliyattır. Diğer taraftan, meme dokusunun kısmi kayıplarında ve şekil bozukluklarında yağ enjeksiyonunun, sadece o bölgenin doldurulması için kullanıldığında, çok etkin bir yöntem olduğunu vurgulamakta yarar var.

LIPOSUCTION (YAĞ ALDIRMA) YÖNTEMİNİN ESTETİK DIŞI YARARLARI

Amerikalı plastik cerrah Dr. Eric Swanson ‘ un 2011 Amerikan Plastik Cerrahi Derneği Ulusal Toplantısında sunduğu bilimsel çalışmaya göre liposuction yöntemi ile ciltaltı yağları alınan 322 hastanın ameliyattan 1 ve 3 ay sonra yapılan tetkiklerinde kanlarındaki trigliserid ve beyaz küre miktarlarında düşüş saptandı. Kan trigliserid seviyeleri 150 mg/dL’nin üzerinde olan hastalarda %43 lük bir azalma, beyaz küre seviyelerinde ise ortalama %11’lik bir azalma gözlendi. Kan trigliserid seviyeleri 150 mg/dL’nin üzerinde olan kişilerin metabolik sendrom, tip 2 diyabet, inme, koroner hastalığı ve periferik damar hastalıkları açısından daha fazla risk taşıdığı bilinmekte. Daha önce yapılmış araştırmalarda ortalama beyaz küre seviyeleri 8800 hücre/ μL’ nin üzerinde olanların beyaz küre seviyeleri 5600 hücre/μL olanlara göre koroner kalp hastalığı bakımından daha yüksek risk taşıdığı gösterilmişti. Dr. Swanson’un bu çalışması liposuction yöntemi ile ciltaltı yağ dokusundaki azalmanın kişinin estetik görünümü yanında genel sağlığına da olumlu katkısı olduğunu düşündürmekte.

JİLET İZLERİNİN CERRAHİ TEDAVİSİ

Faça izleri olarak da bilinen kesici bir aletle kişinin kendi bedeni üzerinde yaptığı kesi izleri Doç. Dr. Cengiz Açıkel ve arkadaşlarının geliştirmiş olduğu zımparalama ve ince deri yaması yöntemi ile gizlenebilmekte ve jilet izi olduğu anlaşılmaz hale getirilebilmektedir. Bu yöntemde izlerin olduğu alan, aralarındaki normal deriyi de içerecek şekilde, bir bütün halinde zımparalanmakta, sonrasında uyluk ön yüzünden alınan 0.2 -0.3 mm kalınlığındaki deri yaması ile kaplanmaktadır. Böylelikle kesi izleri ile normal deri arasındaki renk farkı giderilmekte ve kesi izlerinin kendine özgü görüntüsü değişmektedir.

ESTETİK BURUN AMELİYATLARINDA BURUN EĞRİLİĞİ (SEPTUM DEVİASYONU) DE TEDAVİ EDİLİR

Burun görüntüsünü değiştirmeye yönelik estetik burun ameliyatları esnasında burundan solunumu zorlaştıran septum deviasyonu (eğriliği) gibi başka anatomik sorunlar da giderilebilmektedir. Diğer taraftan, burundan solunum zorluğu nedeniyle başvuran hastaların çoğunda burun içi yapıların yanında dışarıdan da fark edilen eğrilikleri düzeltmek gerekir. Aynı seansta hem solunum yolları hem de burun görüntüsünü düzeltmek mümkündür ve bu yöntem septorinoplasti ameliyatı olarak adlandırılır. Böyle bir ameliyat plastik cerrahlar tarafından rutin olarak yapılmaktadır ve burun içinin düzeltilmesi için ayrıca bir KBB uzmanına gerek yoktur. Prof. Dr. Cengiz Açıkel’in estetik burun ameliyatları konulu videosunu izlemek için tıklayınız. Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Açıkel, Burun Estetiği, Estetik Burun Ameliyatı ESTETİK BURUN AMELİYATLARINDA BURUN EĞRİLİĞİ (SEPTUM DEVİASYONU) DE TEDAVİ EDİLİR

Yüz Germe

Yüz germe-yenileme ameliyatı nedir?
   Yüz germe (ritidektomi) yüzdeki yaşlanmaya bağlı sarkmaları, kırışıkları gererek ve asarak gidermeye yarayan cerrahi bir yöntemdir. Fakat son yıllarda yüzdeki yaşlanmayla ilgili tüm girişimler, yüz yenileme (fasiyal rejuvenasyon) adı altında anılmaya başlanmıştır.İnsan yaşlandıkça, yılların, güneş ışınlarının, günlük streslerin ve diğer etkenlerin (sigara, içki, kötü beslenme) etkisiyle yüz derisi sarkar, kırışır, üzerinde çeşitli lekeler ve düzensizlikler oluşur. Yaşlı bir yüzde; alın çizgileri belirginleşmiş, kaşlar düşmüş, göz kapakları sarkmış, göz sarkmış,altlarında torbalanmalar ve çizgiler oluşmuş, ağız – burun bölgesinde derin çizgiler oluşmuş, yanak çene konturları kaybolmuş, boyun yağlanmış ve deri perdeleri oluşmuş bir görüntü vardır. Deri canlılığını kaybetmiş, üzerinde güneş lekeleri ve diğer benler belirmiş, incelmiş ve kırışmıştır.Plastik ve Estetik Cerrahi ameliyatlarından olanı yüz germe ameliyatı İngilizceden geçen deyimlerle “face lift” veya “ritidektomi” diye de anılır. Yüz germe-yenileme ameliyatları ile alın, yüz ve boyun derisindeki sarkıklıklar ve düzensizlikler giderilir; yanak ve boyundaki fazla yağ dokusu alınır, yüz fasyaları ve yağ dokuları anatomik yerlerine çekilip asılır, yüz dokuları takviye edilir, göz kapakları düzeltilir ve diğer tamamlayıcı girişimler yapılabilir (Deri soyma-peeling, dolgu ve botoks gibi).
Kimler bu ameliyat için iyi bir adaydır?
      Yüz germe ameliyatına aday ideal kişiler, yüz ve boyun derisi sarkmaya başlamış ancak cildi hala elastikiyetini tam kaybetmemiş , başka sağlık problemi olmayanlardır. Genellikle 40 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlara bu ameliyat uygulanır. Fakat yapısal ve genetik nedenlerle daha erken yaşlarda da bu tip ameliyatlar tam veya limitli olarak yapılabilir. Yüz germe ameliyatı sırasında, yüzün daha güzel ve daha genç görünmesi için, burun ve gözkapakları estetiği, alın düzeltme, kaş kaldırma ameliyatları da eklenebilir. İnce kırışıklıklar için dolgu maddelerinin enjeksiyonu (yağ, hyalurinik asit vb) veya peeling (mekanik, kimyasal, lazer) ve kırışıklıklar için botoks yapılabilir
Ameliyat öncesi
     Yüz yaşlanması – sarkması ile ilgili probleminiz olduğunda ve ameliyat düşündüğünüz zaman, önce ne istediğinizi ve neden istediğinizi kendinizle tartışın ve ardından bir plastik cerraha başvurun. İstek ve beklentilerinizi teker teker doktorunuza anlatın ve kendisi ile tartışın. Sigara kullanıyor iseniz mutlaka ameliyattan 10 gün önce bırakın. Doktorunuza güneşlenme ve cilt bakımı alışkanlığınızı iletin, ameliyatın daha kalıcı bir sonuç vermesi için,ameliyat sonrası yapmanız gerekenleri sormayı unutmayın. Gerekirse birkaç kez doktorunuzla konuyu tartışın.
Ameliyat
    Ameliyat hastane koşullarında, anestezi uzmanının gözetiminde, ameliyathanede yapılır. Genel anestezi ile yapılabildiği gibi,intravenöz sedasyon (sakinleştirici ilaçlar eşliğinde) lokal anestezi ile de yapılabilir. Bu tür ameliyatlar tekniğe ve yapılacaklara göre 3-10 saat sürebilir. Aynı gün eve çıkmak mümkündür, ancak genellikle 1 gece hastanede kalmak uygundur. Ek işlemler (burun,göz kapağı vb ) aynı seansta yapılabilir. Yüz germe ameliyatı izsiz değildir. Ancak bu izler saklandığı için belirgin değildir. İzler, şakak bölgesinde saçlı deri içinde, kulak önü ve arkasında gizlenir. Çene altı bölgesindeki yağlar alınırsa çene altında 3-5 mm.lik bir iz kalır, gözkapağı ve alın germe eklenirse göz kapaklarında ve alında saçlı deri içinde ek izler kalır. Ancak yüzdeki bu izler çoğunlukla belirgin olmayan ve gizlenebilen izlerdir.
Ameliyat sonrası
      Ameliyat sonrası erken dönem genellikle rahat geçer. Yüzde genel bir şişlik ve morarma, uyuşukluk ve gerginlik hissi olabilir. Ameliyat esnasında yüz sinirleri anesteziden hafif derecede etkilenebileceğinden yüzde hafif asimetriler olabilir. Bunlar 3-5 gün içinde kendiliğinden geçer. Gözler, burun ve ağız açık bırakılacak şekilde baş sargısı ve yanaklara soğuk ped uygulanır. Doku içinde kan birikmesini önlemek amacıyla diren denilen silikon borular konabilir. Direnler en geç 2 gün içinde çekilir. Sargı 2-3 gün sonra tamamen açılır. Genel kontrol ve pansuman değişimi yapılır. Saçlar bu dönemde yıkanabilir. Dikişler eriyen tipte değilse 5-7 gün sonra alınır.
Normal yaşama dönüş
       Ameliyat tekniğine uygun yapıldıysa iyi sonuç verir. Nadiren ikinci düzeltmeler gerekli olabilir. Ameliyat sonrası 2. günden itibaren hasta ayağa kalkar ve evdeki işlerini yapabilir. Hasta bir hafta sonra şişliklerin geçmesiyle işine dönebilir, makyaj yapabilir. 2-ay ağır egzersizlerden ve aşırı güneş ışığından kaçınması, dış darbelerden korunması önerilir. Yüz ve boyun derisine yeni verilmiş şekil, kişinin yapısına ve çevre koşullarına göre bazen 5-10 yıl, bazen de yaşam boyu dayanır.

Endoskopik Kaş Kaldrma

İdeal Kaş sekli nasıl olmalı ?
   Güzellik ve Estetik çok göreceli bir konu bu noktada yılların ve farklı toplumların farklı estetik normlarının olduğunu görüyoruz. Yıllar önce kavisli kaş yapısının yerini bu gün daha düz kaşların aldığını söylemek mümkün. Ayrıca oldukça inceltilmiş kaşlar yerine, belirgin ve doğal kaş yapısının korunduğu şekiller daha kabul görülüyor. Hatta bu yüzden son yıllarda bize kaşlarını daha belirgin hale getirmek için kaş ekimi yaptırmak isteyen bayanlara rastlıyoruz. Özetle artık günümüzde kuyruk kısmı çok kalkık ortası kavisli kaşlar yerine daha düz ve belirgin kaşların güzel ve estetik olan olarak kabul gördüğünü görüyoruz.
Endoskopik Kaş kaldirma nasil yapiliyor?
    Kaş kaldırma ameliyatının sonucunun kalıcı olabilmesi için yapılması gereken şey: kaşların alın kemiğine yapıştığı yerden tam olarak serbestleştirilmesi ve ardından arzu edilen yüksekliğe derinin tüm katları ile beraber yukarı yönde kaydırılarak kaldırılmasıdır. 3 hafta gibi bir süre içerisinde kaş, alın kemiği üzerinde yeni yerine yapışacağından sonuç ta kalıcı olacaktır.Oysa askılama tekniklerinde kaş sadece deri altı dokular yukarı çekilerek kaldırıldığı için taban bölgesinde yapışık olduğu nokta sabit kaldığından, kaş tekrar eski haline kısa sürede dönecektir. Ameliyat saçlı deri içerinde yapılan toplamda 3 bazen ise 5 adet küçük kesi ile gerçekleştiriliyor bu kesilerden kamera yardımı ile girilerek alın bölgesinde kaşların yapıştığı lifler ve zarlar serbestleştiriliyor, ardından kesi noktasında alın derisi bir bütün olarak yukarı yönde kaydırılıp sabitlenince hem alın derisi gerilmiş hem de kaş istenen seviyeye taşınmış oluyor.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının klasik tekniklere olan üstünlüğü
   Klasik kaş kaldırma ameliyatları saçlı deri içerisinden yapılan büyük kesiler ve deri çıkarma işlemleri ile gerçekleştirildiği için iyileşme süreci daha uzun komplikasyon riski daha fazla olabiliyor.Ancak unutmamak lazım ki, fazla geniş alın yapısına sahip, ileri yaş bayanlarda bazen saçlı deri propecia crackhead date hizasından fazla deri çıkarmak da gerekebilir.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının iyileşme süresi ne kadar?
    Bu ameliyattan sonra sizi rahatsız edecek tek durum, göz çevresinde şişlik ve morluk oluşumudur ki bunların geçme süresi de 1 hafta kadardır. Alın bölgesindeki ödem ve şişlik ise 3-4 hafta içerinde büyük oranda kaybolmuş oluyor.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının riskleri
   Bu ameliyatta da her ameliyatta olduğu gibi kanama ve enfeksiyon riski mevcut, bu yüzden kanama ihtimalini ortadan kaldırmak için ameliyattan 1 gün sonra alınmak üzere dren yerleştiriyoruz, enfeksiyon için ise koruyucu antibiyotik tedavisi başlıyoruz. Bunun dışında alın bölgesindeki derinin hissiyatını sağlayan duyu sinirlerinde zedelenmeye bağlı geçici veya kalıcı duyu kaybı olabilir. Çok nadir de olsa kaşlarımızı hareket ettiren sinirde hasar meydana gelebilir ki bu endoskopik teknikte ameliyatı görerek gerçekleştirdiğimiz için düşük bir ihtimaldir.Bununla birlikte kaşlarda minimal asimetriler olması da gene bu ameliyatın istenmeyen riskleridir ki bu risk ikinci bir cerrahi müdahale ile düzeltilmeyi gerektirebilir.
Kimler endoskopik kaş kaldırma ameliyatı için uygun adaydır?
    Özellikle 35-50 yaş arası bayanlar bu ameliyat için uygun adaydır, oldukça ileri yaşlarda alın bölgesindeki deride gevşeme fazla olan bayanlarda klasik teknikleri yapmak daha doğru olacaktır. Bazen de ilave olarak üst göz kapağından sarkmış lan derileri çıkarmak gerekiyor ki bu durumda ameliyatı bu kesilerden girerek gerçekleştirmek yeterli olacak, tekrar endoskopik olarak saçlı deri içerinden girmeye gerek kalmayacaktır. Hatta sadece kaşın tabanda alın kemiğine yapıştığı yerden serbestleştirilmesi bile alın kaslarımızın yukarı yönde kaldırıcı etkisinden dolayı , kaşların, iyileşme süreci sonrasında daha yukarı yerleşimli olmasına neden olabilmektedir. Bu da şunu gösteriyor bize, kaşların kalıcı olarak yukarı yerleşimli olmasını istiyorsak, kulağa hoş gelen ancak geçici sonuçlar sunan iple askılama gibi yöntemler yerine bu tarz cerrahi işlemleri yaptırmak gerekiyor.