26 Ağustos 2014 Salı

Jilet İzlerinin (Faça) Tedavisi

Jilet vb kesici aletlerle kendini yaralama sonucu vücutta ömür boyu kalıcı, kolay anlaşılabilir ve gizlenmesi zor izler kalabilmektedir. Dr. Cengiz Açıkel ve arkadaşlarının geliştirdiği ‘Lazer Yardımlı Cilt Soyma ve İnce Deri Yaması’ tekniği ile söz konusu izlerin kamufle edilmesi ve sosyal olarak kabul edilebilir hale gelmesi mümkün. JİLET İZLERİ Jilet veya cam gibi kesici aletlerle kendi bedenine zarar verme, temelinde kültürel, sosyal ve psikolojik etkenlerin rol oynadığı bir davranış biçimidir. Kendini jiletleme davranışı başlı başına bir psikiyatrik hastalık değildir. Genellikle birtakım psikolojik sorunlara eşlik eden bir belirti olarak kabul edilmektedir. Zamanla temelde yatan psikolojik sorun tedavi edildiğinde veya kendiliğinden düzeldiğinde bu davranış biçimi de düzelebilmektedir. Ülkemizde daha çok ergenlik ve genç erişkin çağlardaki erkeklerde gözlenmektedir. Bu davranış biçimi, sokak çocuklarından üniversite öğrencisine kadar, toplumun her tür sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyindeki bireylerde görülebilmektedir. Bu sorun sadece ülkemize özgü de değildir, batı toplumlarında da, özellikle ergenlik çağındaki kız ve erkeklerde eşit oranda ve aynı şekilde gözlenmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde görülme sıklığının %4 olduğu ve gittikçe arttığı bildirilmiştir. Kendini jiletlemeye bağlı olarak özellikle kollarda ve göğüs ön duvarında gözlenen izler yaşam boyu kalıcıdır vegizlenmesi zordur. Skarların kendilerine özgü bir görünümü vardır ve toplum tarafından kolaylıkla tanınır. Bu kişiler artık psikolojik olarak stabilize olmuş ve bu davranış biçimini bırakmış olsalar dahi vücutlarında taşıdıkları izler nedeniyleyaşam boyu utanç, suçluluk, ve pişmanlık duyabilmektedirler. Dahası toplum tarafından stigmatize edilmekte (damgalanmakta) ve dışlanmaktadırlar. Daha önce böyle bir şey yapmış artık tamamen düzelmiş ve normal bir yaşam süren bir bireyin iş ve sosyal hayatında, olumsuz özellikler çağrıştıran, bu izleri açıklamakta zorlanmaktadırlar. Arkadaş edinme, evlenme, yeni bir işe girme, yeni bir sosyal çevreye girme dönemlerinde söz konusu izler bir kâbus gibi karşılarına çıkmaktadır. Evlenmiş ve anne veya baba olmuş bir kişi kolundaki izleri çocuklarına nasıl açıklayacağının endişesini taşımaktadır. Sosyal olarak kabul görmeyen jilet izlerini sosyal olarak kabul edilen ameliyat izi, yanık izi gibi diğer yara izlerinden ayıran en önemli özellik yan yana ve birden fazla olmasıdır. Tek bir yara izinin tedavisinde o izi tamamen çıkartıp daha estetik şekilde dikmek mümkün iken bu izlerin birden fazla sayıda olması ve her bir izin normal deriden farklı renkte olması nedeniyle aynı şekilde tedavi etmek mümkün değildir. Bazen izlerin üzerine kamuflaj amacıyla dövme yaptırılmakta ancak çoğu zaman sonuç daha da trajik olmaktadır. Bu izlerin üzerini sadece zımparalamak da izleri daha belirgin hale getirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Estetik cerrahlara başvuran hastalar bu izlerin mümkünse tamamen yok edilmesini veya en azından jilet izi olduğunun anlaşılamayacağı ve daha az dikkat çeker bir hale getirilmesini talep etmektedir

Meme Büyütmede Yağ Enjeksiyonu

Son yıllarda, kişinin kendi vücudundan alınan yağların enjeksiyonu ile silikon protez kullanmadan- meme büyütme konusunda birçok klinik çalışma yapılmakta ve bilimsel platformlarda sunulmaktadır. ‘Lipoaugmentation’, ‘lipomodelling’ gibi terimlerle ifade edilen kişinin kendi vücudundan alınan (otolog) yağ transferi ile meme büyütme yönteminin başlıca dezavantajları; Ameliyat süresinin protez ameliyatına göre 2-3 kez daha uzun olması, Her hastadan yeterince yağ dokusu alınamaması, Memeye enjekte edilen yağların meme dokusu içerisinde tamamen yaşar kalmayıp, önceden tam olarak kestirilemeyen bir kısmının emilerek yok olması, Her iki meme arasında simetri sağlanması ve istenilen meme büyüklüğüne ulaşılması için ikinci ve hatta üçüncü ameliyatlara gereksinim duyulabilmesi, Yağ enjeksiyonu sonrası memede yağ nekrozu, kalsifikasyon, kist, fibroplazi vb değişimlerin olabilmesi ve bunların olası meme kanseri teşhisini güçleştirme potansiyelidir. Yukarıda sözü edilen nedenlerden dolayı yağ enjeksiyonu ile meme büyütme yöntemi için henüz klinik deneme aşamasında olan, erken ve geç dönem komplikasyonları açısından daha fazla bilimsel çalışma gerektiren bir yöntem diyebiliriz. Hali hazırda güvenilirliği kanıtlanmış olan silikon protezler meme büyütme işleminde “altın standart” olmaya devam etmektedir; 2009 yılında A.B.D.’de en sık yapılan (289.000) estetik ameliyattır. Diğer taraftan, meme dokusunun kısmi kayıplarında ve şekil bozukluklarında yağ enjeksiyonunun, sadece o bölgenin doldurulması için kullanıldığında, çok etkin bir yöntem olduğunu vurgulamakta yarar var.

LIPOSUCTION (YAĞ ALDIRMA) YÖNTEMİNİN ESTETİK DIŞI YARARLARI

Amerikalı plastik cerrah Dr. Eric Swanson ‘ un 2011 Amerikan Plastik Cerrahi Derneği Ulusal Toplantısında sunduğu bilimsel çalışmaya göre liposuction yöntemi ile ciltaltı yağları alınan 322 hastanın ameliyattan 1 ve 3 ay sonra yapılan tetkiklerinde kanlarındaki trigliserid ve beyaz küre miktarlarında düşüş saptandı. Kan trigliserid seviyeleri 150 mg/dL’nin üzerinde olan hastalarda %43 lük bir azalma, beyaz küre seviyelerinde ise ortalama %11’lik bir azalma gözlendi. Kan trigliserid seviyeleri 150 mg/dL’nin üzerinde olan kişilerin metabolik sendrom, tip 2 diyabet, inme, koroner hastalığı ve periferik damar hastalıkları açısından daha fazla risk taşıdığı bilinmekte. Daha önce yapılmış araştırmalarda ortalama beyaz küre seviyeleri 8800 hücre/ μL’ nin üzerinde olanların beyaz küre seviyeleri 5600 hücre/μL olanlara göre koroner kalp hastalığı bakımından daha yüksek risk taşıdığı gösterilmişti. Dr. Swanson’un bu çalışması liposuction yöntemi ile ciltaltı yağ dokusundaki azalmanın kişinin estetik görünümü yanında genel sağlığına da olumlu katkısı olduğunu düşündürmekte.

JİLET İZLERİNİN CERRAHİ TEDAVİSİ

Faça izleri olarak da bilinen kesici bir aletle kişinin kendi bedeni üzerinde yaptığı kesi izleri Doç. Dr. Cengiz Açıkel ve arkadaşlarının geliştirmiş olduğu zımparalama ve ince deri yaması yöntemi ile gizlenebilmekte ve jilet izi olduğu anlaşılmaz hale getirilebilmektedir. Bu yöntemde izlerin olduğu alan, aralarındaki normal deriyi de içerecek şekilde, bir bütün halinde zımparalanmakta, sonrasında uyluk ön yüzünden alınan 0.2 -0.3 mm kalınlığındaki deri yaması ile kaplanmaktadır. Böylelikle kesi izleri ile normal deri arasındaki renk farkı giderilmekte ve kesi izlerinin kendine özgü görüntüsü değişmektedir.

ESTETİK BURUN AMELİYATLARINDA BURUN EĞRİLİĞİ (SEPTUM DEVİASYONU) DE TEDAVİ EDİLİR

Burun görüntüsünü değiştirmeye yönelik estetik burun ameliyatları esnasında burundan solunumu zorlaştıran septum deviasyonu (eğriliği) gibi başka anatomik sorunlar da giderilebilmektedir. Diğer taraftan, burundan solunum zorluğu nedeniyle başvuran hastaların çoğunda burun içi yapıların yanında dışarıdan da fark edilen eğrilikleri düzeltmek gerekir. Aynı seansta hem solunum yolları hem de burun görüntüsünü düzeltmek mümkündür ve bu yöntem septorinoplasti ameliyatı olarak adlandırılır. Böyle bir ameliyat plastik cerrahlar tarafından rutin olarak yapılmaktadır ve burun içinin düzeltilmesi için ayrıca bir KBB uzmanına gerek yoktur. Prof. Dr. Cengiz Açıkel’in estetik burun ameliyatları konulu videosunu izlemek için tıklayınız. Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Açıkel, Burun Estetiği, Estetik Burun Ameliyatı ESTETİK BURUN AMELİYATLARINDA BURUN EĞRİLİĞİ (SEPTUM DEVİASYONU) DE TEDAVİ EDİLİR

Yüz Germe

Yüz germe-yenileme ameliyatı nedir?
   Yüz germe (ritidektomi) yüzdeki yaşlanmaya bağlı sarkmaları, kırışıkları gererek ve asarak gidermeye yarayan cerrahi bir yöntemdir. Fakat son yıllarda yüzdeki yaşlanmayla ilgili tüm girişimler, yüz yenileme (fasiyal rejuvenasyon) adı altında anılmaya başlanmıştır.İnsan yaşlandıkça, yılların, güneş ışınlarının, günlük streslerin ve diğer etkenlerin (sigara, içki, kötü beslenme) etkisiyle yüz derisi sarkar, kırışır, üzerinde çeşitli lekeler ve düzensizlikler oluşur. Yaşlı bir yüzde; alın çizgileri belirginleşmiş, kaşlar düşmüş, göz kapakları sarkmış, göz sarkmış,altlarında torbalanmalar ve çizgiler oluşmuş, ağız – burun bölgesinde derin çizgiler oluşmuş, yanak çene konturları kaybolmuş, boyun yağlanmış ve deri perdeleri oluşmuş bir görüntü vardır. Deri canlılığını kaybetmiş, üzerinde güneş lekeleri ve diğer benler belirmiş, incelmiş ve kırışmıştır.Plastik ve Estetik Cerrahi ameliyatlarından olanı yüz germe ameliyatı İngilizceden geçen deyimlerle “face lift” veya “ritidektomi” diye de anılır. Yüz germe-yenileme ameliyatları ile alın, yüz ve boyun derisindeki sarkıklıklar ve düzensizlikler giderilir; yanak ve boyundaki fazla yağ dokusu alınır, yüz fasyaları ve yağ dokuları anatomik yerlerine çekilip asılır, yüz dokuları takviye edilir, göz kapakları düzeltilir ve diğer tamamlayıcı girişimler yapılabilir (Deri soyma-peeling, dolgu ve botoks gibi).
Kimler bu ameliyat için iyi bir adaydır?
      Yüz germe ameliyatına aday ideal kişiler, yüz ve boyun derisi sarkmaya başlamış ancak cildi hala elastikiyetini tam kaybetmemiş , başka sağlık problemi olmayanlardır. Genellikle 40 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlara bu ameliyat uygulanır. Fakat yapısal ve genetik nedenlerle daha erken yaşlarda da bu tip ameliyatlar tam veya limitli olarak yapılabilir. Yüz germe ameliyatı sırasında, yüzün daha güzel ve daha genç görünmesi için, burun ve gözkapakları estetiği, alın düzeltme, kaş kaldırma ameliyatları da eklenebilir. İnce kırışıklıklar için dolgu maddelerinin enjeksiyonu (yağ, hyalurinik asit vb) veya peeling (mekanik, kimyasal, lazer) ve kırışıklıklar için botoks yapılabilir
Ameliyat öncesi
     Yüz yaşlanması – sarkması ile ilgili probleminiz olduğunda ve ameliyat düşündüğünüz zaman, önce ne istediğinizi ve neden istediğinizi kendinizle tartışın ve ardından bir plastik cerraha başvurun. İstek ve beklentilerinizi teker teker doktorunuza anlatın ve kendisi ile tartışın. Sigara kullanıyor iseniz mutlaka ameliyattan 10 gün önce bırakın. Doktorunuza güneşlenme ve cilt bakımı alışkanlığınızı iletin, ameliyatın daha kalıcı bir sonuç vermesi için,ameliyat sonrası yapmanız gerekenleri sormayı unutmayın. Gerekirse birkaç kez doktorunuzla konuyu tartışın.
Ameliyat
    Ameliyat hastane koşullarında, anestezi uzmanının gözetiminde, ameliyathanede yapılır. Genel anestezi ile yapılabildiği gibi,intravenöz sedasyon (sakinleştirici ilaçlar eşliğinde) lokal anestezi ile de yapılabilir. Bu tür ameliyatlar tekniğe ve yapılacaklara göre 3-10 saat sürebilir. Aynı gün eve çıkmak mümkündür, ancak genellikle 1 gece hastanede kalmak uygundur. Ek işlemler (burun,göz kapağı vb ) aynı seansta yapılabilir. Yüz germe ameliyatı izsiz değildir. Ancak bu izler saklandığı için belirgin değildir. İzler, şakak bölgesinde saçlı deri içinde, kulak önü ve arkasında gizlenir. Çene altı bölgesindeki yağlar alınırsa çene altında 3-5 mm.lik bir iz kalır, gözkapağı ve alın germe eklenirse göz kapaklarında ve alında saçlı deri içinde ek izler kalır. Ancak yüzdeki bu izler çoğunlukla belirgin olmayan ve gizlenebilen izlerdir.
Ameliyat sonrası
      Ameliyat sonrası erken dönem genellikle rahat geçer. Yüzde genel bir şişlik ve morarma, uyuşukluk ve gerginlik hissi olabilir. Ameliyat esnasında yüz sinirleri anesteziden hafif derecede etkilenebileceğinden yüzde hafif asimetriler olabilir. Bunlar 3-5 gün içinde kendiliğinden geçer. Gözler, burun ve ağız açık bırakılacak şekilde baş sargısı ve yanaklara soğuk ped uygulanır. Doku içinde kan birikmesini önlemek amacıyla diren denilen silikon borular konabilir. Direnler en geç 2 gün içinde çekilir. Sargı 2-3 gün sonra tamamen açılır. Genel kontrol ve pansuman değişimi yapılır. Saçlar bu dönemde yıkanabilir. Dikişler eriyen tipte değilse 5-7 gün sonra alınır.
Normal yaşama dönüş
       Ameliyat tekniğine uygun yapıldıysa iyi sonuç verir. Nadiren ikinci düzeltmeler gerekli olabilir. Ameliyat sonrası 2. günden itibaren hasta ayağa kalkar ve evdeki işlerini yapabilir. Hasta bir hafta sonra şişliklerin geçmesiyle işine dönebilir, makyaj yapabilir. 2-ay ağır egzersizlerden ve aşırı güneş ışığından kaçınması, dış darbelerden korunması önerilir. Yüz ve boyun derisine yeni verilmiş şekil, kişinin yapısına ve çevre koşullarına göre bazen 5-10 yıl, bazen de yaşam boyu dayanır.

Endoskopik Kaş Kaldrma

İdeal Kaş sekli nasıl olmalı ?
   Güzellik ve Estetik çok göreceli bir konu bu noktada yılların ve farklı toplumların farklı estetik normlarının olduğunu görüyoruz. Yıllar önce kavisli kaş yapısının yerini bu gün daha düz kaşların aldığını söylemek mümkün. Ayrıca oldukça inceltilmiş kaşlar yerine, belirgin ve doğal kaş yapısının korunduğu şekiller daha kabul görülüyor. Hatta bu yüzden son yıllarda bize kaşlarını daha belirgin hale getirmek için kaş ekimi yaptırmak isteyen bayanlara rastlıyoruz. Özetle artık günümüzde kuyruk kısmı çok kalkık ortası kavisli kaşlar yerine daha düz ve belirgin kaşların güzel ve estetik olan olarak kabul gördüğünü görüyoruz.
Endoskopik Kaş kaldirma nasil yapiliyor?
    Kaş kaldırma ameliyatının sonucunun kalıcı olabilmesi için yapılması gereken şey: kaşların alın kemiğine yapıştığı yerden tam olarak serbestleştirilmesi ve ardından arzu edilen yüksekliğe derinin tüm katları ile beraber yukarı yönde kaydırılarak kaldırılmasıdır. 3 hafta gibi bir süre içerisinde kaş, alın kemiği üzerinde yeni yerine yapışacağından sonuç ta kalıcı olacaktır.Oysa askılama tekniklerinde kaş sadece deri altı dokular yukarı çekilerek kaldırıldığı için taban bölgesinde yapışık olduğu nokta sabit kaldığından, kaş tekrar eski haline kısa sürede dönecektir. Ameliyat saçlı deri içerinde yapılan toplamda 3 bazen ise 5 adet küçük kesi ile gerçekleştiriliyor bu kesilerden kamera yardımı ile girilerek alın bölgesinde kaşların yapıştığı lifler ve zarlar serbestleştiriliyor, ardından kesi noktasında alın derisi bir bütün olarak yukarı yönde kaydırılıp sabitlenince hem alın derisi gerilmiş hem de kaş istenen seviyeye taşınmış oluyor.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının klasik tekniklere olan üstünlüğü
   Klasik kaş kaldırma ameliyatları saçlı deri içerisinden yapılan büyük kesiler ve deri çıkarma işlemleri ile gerçekleştirildiği için iyileşme süreci daha uzun komplikasyon riski daha fazla olabiliyor.Ancak unutmamak lazım ki, fazla geniş alın yapısına sahip, ileri yaş bayanlarda bazen saçlı deri propecia crackhead date hizasından fazla deri çıkarmak da gerekebilir.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının iyileşme süresi ne kadar?
    Bu ameliyattan sonra sizi rahatsız edecek tek durum, göz çevresinde şişlik ve morluk oluşumudur ki bunların geçme süresi de 1 hafta kadardır. Alın bölgesindeki ödem ve şişlik ise 3-4 hafta içerinde büyük oranda kaybolmuş oluyor.
Endoskopik kaş kaldırma ameliyatının riskleri
   Bu ameliyatta da her ameliyatta olduğu gibi kanama ve enfeksiyon riski mevcut, bu yüzden kanama ihtimalini ortadan kaldırmak için ameliyattan 1 gün sonra alınmak üzere dren yerleştiriyoruz, enfeksiyon için ise koruyucu antibiyotik tedavisi başlıyoruz. Bunun dışında alın bölgesindeki derinin hissiyatını sağlayan duyu sinirlerinde zedelenmeye bağlı geçici veya kalıcı duyu kaybı olabilir. Çok nadir de olsa kaşlarımızı hareket ettiren sinirde hasar meydana gelebilir ki bu endoskopik teknikte ameliyatı görerek gerçekleştirdiğimiz için düşük bir ihtimaldir.Bununla birlikte kaşlarda minimal asimetriler olması da gene bu ameliyatın istenmeyen riskleridir ki bu risk ikinci bir cerrahi müdahale ile düzeltilmeyi gerektirebilir.
Kimler endoskopik kaş kaldırma ameliyatı için uygun adaydır?
    Özellikle 35-50 yaş arası bayanlar bu ameliyat için uygun adaydır, oldukça ileri yaşlarda alın bölgesindeki deride gevşeme fazla olan bayanlarda klasik teknikleri yapmak daha doğru olacaktır. Bazen de ilave olarak üst göz kapağından sarkmış lan derileri çıkarmak gerekiyor ki bu durumda ameliyatı bu kesilerden girerek gerçekleştirmek yeterli olacak, tekrar endoskopik olarak saçlı deri içerinden girmeye gerek kalmayacaktır. Hatta sadece kaşın tabanda alın kemiğine yapıştığı yerden serbestleştirilmesi bile alın kaslarımızın yukarı yönde kaldırıcı etkisinden dolayı , kaşların, iyileşme süreci sonrasında daha yukarı yerleşimli olmasına neden olabilmektedir. Bu da şunu gösteriyor bize, kaşların kalıcı olarak yukarı yerleşimli olmasını istiyorsak, kulağa hoş gelen ancak geçici sonuçlar sunan iple askılama gibi yöntemler yerine bu tarz cerrahi işlemleri yaptırmak gerekiyor.

Kepçe kulak ameliyatı

 
Kepçe kulak nasıl oluşur?
    Kepçe kulak deformitesi iki anatomik problemden dolayı oluşuyor; bunlardan bir tanesi; kulak kepçesindeki kıvrımların silik olması ve bu silikiğin kulak kepçesinin üst kısmınıöne doğru meyilli kılması, diğeri ise kulak kepçesinin kafatası ile yaptığı açının büyük olması.normalde bu açı 40-45 derece iken daha büyük açılanmalar kulağı öne doğru kepçe gösterir.
Kepçe kulak ameliyatı nasıl yapılır?
    Ameliyat genellikle lokal anestezi altında gerçekelştirlse de özellikle küçük yaştaki çocuklar için genel anestezi kullanabiliyoruz. Ameliyatta kulak arkasındaki kıvrıma paralel bir kesi ile girip, ya sadece silik olan kıkırdak kıvrımlarını kıkırdağa özel dikiş yöntemleri ile şekil vererek ya da kulak kepçesini kafatası ile yaptığı açıda arkaya sabitleyerek önden bakışta var olan kepçe görünümü ortadan kaldırıyoruz.
Kepçe kulak ameliyatı ne zaman yapılmalı
     Kepçe kulak çocuklukta farkına varılan bir durum ise genellikle çocuğun okula başlamadan yani arkadaşlarına alay konusu olarak kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçmek için gerçekleştirmiş olmak gerekiyor.bunun dışında her yaşda yapılabilecek bir ameliyat kepçe kulak düzeltme ameliyatı.     Kepçe kulak çocuklukta farkına varılan bir durum ise genellikle çocuğun okula başlamadan yani arkadaşlarına alay konusu olarak kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçmek için gerçekleştirmiş olmak gerekiyor.bunun dışında her yaşda yapılabilecek bir ameliyat kepçe kulak düzeltme ameliyatı.
Kepçe discount viagra kulak ameliyatı lokal anestezi ile yapılabilir mi?
    Çalıştığımız alan deri altı ve kıkırdak doku olduğu için lokal anestezi ile rahatlıkla gerçekleştirleebilecek bir ameliyat ancak çocuklar lokal anestezi sırasında cerrah ve hastane ortamından huzursuz olacakları için genel anesteziyi tercih etmek daha doğru olacaktır.
Kepçe kulak ameliyatının riskleri nelerdir?
    Kepçe kulağın genel rsikleri olarak; cilt altında ameliyat sahasında kan birikimi ve enfeksiyon gelir ki ikisi de çok rastalanan durumlar değildir. Estetik sonuç açısından karşımıza çıkabilecek riskler olarak asimetri, kıkırdağı şekillendirmek için kullanmdığımız ipliklerde açılmalar nadir de olsa gösülebiliyor ki bu riskleri ortadan kaldırmak için ikinci bir cerrahi işlem gerekebilmektedir.
Kepçe kulak ameliyatının iyileşme süresi nedir?
     Ameliyatın bitiminde taktığımız bandajların 48 saat kalmasını istiyoruz. Ardından 1 hafta sürekli kalmak üzere sonraki bir hafta ise sadece geceleri kalamk üzere tenisçi bandı veya saç bandı takılmasını öneriyoru.z kulak arkasında alınabilir dikiş koyduysak 1. Haftadan sonra bunları alabiliyoruz. İlk 1-2 gün yangı şeklinde hissedilen ağrı ağrı kesici haplar ile rahatlıkla ortadan kalkıyor .

Lazer ile Cilt Gençleştirme

Bu hassas cildin en dış tabakaları gidermekte orta epidermal lazer kabuğuna bir minimumdur.Prosedürü tek tek sorunun doğasına uyarlanmış düzeltilecek: kırışıklıklar, yara izleri, keratoz, ya da pigmentasyon olmamasıdır.Araştırmamızda hasta sunabilir mikrodermabrazyon veya hafif kimyasal peeling daha iyi sonuçlar arıyor, henüz hala iyileşme süreci için çok az zamanı vardır .

     Genel olarak, mikrodermabrazyon sadece derinin dış tabakasının (stratum korneum, 10-15 mikron) kaldırır. Köpek için tramadol algılanan sonuçlar eşit değil gideri ve gerekli prosedürlerin sayısını ne zaman hastalar memnun olabilir.

      Bir yöntem, en az 6 ila 12 ay için yeterli olabilir, ancak gerektiği gibi ek işlemler gerçekleştirilebilir. 3-4 tedavilerin bir paket sizin için iyi olabilir. Doktorunuz gerekli ne olduğunu belirlemek olacaktır.

     Pürüzsüz, daha sağlıklı, daha canlı bir cilt. Mikrodermabrazyon karşılaştırıldığında zaman cilt dokusu, sesi ve gerginlik önemli ve acil bir değişiklik fark edeceksiniz.

Botox ve Dolgu Uygulamalar

 Botox (Botulinum toksini), Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir.Clostridium botulinum A egzotoksini (sıklıkla kullanılan adıyla Botox), sinirlerden kaslara olan iletimi engelleyerek, uygulanan bölgedeki kasın kasılma işlevini geçici olarak azaltır veya yok eder. Kas gücünü kaybedip kasılamayınca, üzerindeki ciltte oluşan kırışıklıklar da geçici olarak azalır veya yok olur.Botox’un etki mekanizmasından tıpta birçok alanda yararlanılmaktadır. Estetik cerrahi alanında ise, yaşlanmanın cilt belirtileri ve özellikle de yüzdeki mimik kaslarının hareketleri ile ortaya çıkan dinamik kırışıklıklarda kullanılan popüler ve çok başarılı bir yöntem olarak kullanılır. Aynı zamanda hiperhidrozis (terleme ) tedavisinde de kullanılır.Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüzdeki dinamik çizgilenmeler ortaya çıkar.En sık ortaya çıkan dinamik çizgiler, alın, göz kenarları (kaz ayağı) ve kaş arası bölgelerinde görülür. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı, kızgın bir bakış ifadesi verir. Botox uygulaması ile yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.
Nasıl uygulanır ? Ağrılı bir işlem mi?
     Botoks, çok ince uçlu özel iğneler ile birkaç noktadan kas içine enjeksiyon yapılarak uygulanır ve ortalama 10-15 dk. sürer. Ağrılı bir işlem değildir, enjeksiyon anında geçici hafif bir acı hissedilebilir.
Etkisi ne zaman başlar-ne kadar sürer?
    Botox’un etkisi uygulamadan 3-7 gün sonra başlar ve etki süresi ortalama 3-6 aydır. İlk uygulamadan sonra genellikle 3 ayda etki geriye dönerken, uygulamaların sayısı arttıkça botoxun etki süresi de uzayarak 6 ay veya daha uzun süre kullanılabilir. Botox, etkisini yitirdiğinde uygulama tekrarlanır.
Yan etkisi var mi?
     Botoks’un sağlık üzerine ciddi bir yan etkisi yoktur. Uygulama sonrası geçici bir kızarıklık, ufak şişlik ve morarma olabilir. Bunlar kişinin yapısal özelliklerine göre görülebilir ya da görülmeyebilir.
Etki süresi bittiğinde kırişıklıklar eskisinden kötü görünür mü?
     Bu yanlış bir inanıştır. Etki süresi boyunca kaslar çalışamayacak ve kırışıklıklar female free sample viagraı oluşturamayacaktır, etki süresi geçince aylardır kasılamayan kasların eskisinden daha fazla kırışıklık oluşturabilmesi mümkün değildir. Fakat tedavi süresice kırışıksız cilt görünümüne adapte olan gözümüzün, etki sonunda geri dönen kırışıklıklara tahammülü azalabilmektedir.
Kimlere uygulanmaz?
     Gebeler , emzirenler, bazı nöromusküler(sinir-kas) hastalıkları olanlarda (örn. Myastenia graves) ve belli ilaç kullanımı olanlarda yapılmamalıdır.
Terleme tedavisi nasıl yapilir?
      Vücutta; koltuk altı ,avuç içleri, ayak, alın gibi belli bölgelerin aşırı telemesi botox uygulaması ile tedavi edilebilmektedir. Uygulanan bölgede botox, ter bezlerinin sinir iletisini keseceği için etki süresi boyunca terlemede azalma sağlayacaktır.Öncelikle terlemeye sebep olan bir hastalık ( hipertiroidi vb..) olup olmadığı araştırmalı, organik bir sebep olmadığı belirlendikten sonra uygulama planlanmalıdır.Terleme tedavisinde botoxun etkisi kişiye göre değişebilmekle birlikte ortalama 6 ay sürer. Etkisi kaybolduğuna uygulamanın tekrarı yapılır.
Dolgu uygulamaları
    Ciltte mimiklerle ilişkili olmayan sabit kırışıklıklar, deride çukur görünüm oluşturan skar bölgeleri veya botox uygulaması sonucu tam açılmayan derin mimik çizgilerini giderebilmek, ancak, o bölgeye uygulanan alanda hacim oluşturan ve cildi normal cilt seviyesine getiren maddeleri deri içine enjekte ederek mümkün olmaktadır.
Bu uygulamada; cildin normal temel yapısında zaten mevcut olan ve hayvansal kaynaklı olmadığından vücutta herhangi bir reaksiyona yol açmayan ‘hyalüronik asit’ içeren preparatlar kullanılır.Hyalüronik asit molekülleri oldukça fazla su tutma kabiliyetine sahip olup uygulamadan sonra cillte üst düzeyde hidrasyon ve dolgunluk sağlarlar. Böylece uygulama alanında görünümün düzelmesini sağlarlar.
Uygulama nasil yapılır? Ağrılı mı dır?
    Kullanılan preparata uygun iğnesi ile cildin orta tabakası olan dermise özel teknikle enjeksiyon yapılır.Uygulama öncesi topikal veya bölgeye göre gerek duyulursa lokal anestezi yapılarak işlem gerçekleştirilir.İşlem sırasında hafif bir ağrı hissi, kızarıklık ve hafif şişlik, bazen enjeksiyona bağlı ufak morluk olabilir. Bunların hepsi geçici etkilerdir.
Etkisi ne zaman başlar, ne kadar sürer?
     İlk etki uygulama sonrası hemen görülmekle birlikte moleküllerin su tutmasına bağlı etki ortalama 15 günde belirginleşir. Kişiye göre değişebilmekle beraber ortalama 6-12 ay etkilidir.

Yağ enjeksiyonu

  Vücudumuzda tüm hücrelere dönüşebilme yeteneği olan ve kendilerini sürekli yenileyen hücrelere kök hücre diyoruz. Farklı dokularda farklı sayıda bulunan kök hücreler bu dokuların tamirinde büyük görev üstleniyor , bir nevi yaşlanmaya karşı vücudumuzun ve dokularımızın yenilenmesini sağlıyor. Yakın zamana kadar sadece kemik iliğinden elde edilebildiğimiz kök hücreleri artık yağ dokusundan da elde edebiliyoruz, hem de çok daha kolay ve daha yüksek sayıda. Son yıllarda yapılan çalışmalar göstermiştir k;  yağ dokusu kök hücre bakımından oldukça zengin bir doku olup elde edilmesi de oldukça kolaydır. Kök hücreler salgıladıkları büyüme faktörler ile yeni damarlanma oluştururlar. Biz buradan yola çıkarak, yağ dokusunun transfer sonrası yaşayabilirliğini kaybetmesini ve hacmindeki azalmayı önlemek için kök hücre kullanılmasını başlattık. Bu bir nevi “supercharge” işlemiydi. Bir yandan travmatik olmayan teknikler kullanarak yağ hücrelerinin transfer edileceği aşamaya kadar canlılığını korurken, bir yandan da gene yağ dokusundan elde edilen kök hücreler ile transfer sonrası canlılığı artırmış olduk. Kök hücreler bulunduğu çevreye göre özellik gösteren hücrelerdir. Transfer edildiği ve kendi orjini olan yağ dokusu içinde önceki fonksiyonlarını görmeye devam edeceklerdir. Yani hem yeni yağ hücresi oluşumunu hem de yeni damarlanma oluşturarak yağ enjeksiyonunun başarısını maksimum düzeye çıkaracaklardır.
            Günümüz tıbbının en ilgi çekici konusu olan kök hücre teknolojisi ile ilgili çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Kök hücreler artık estetik cerrahinin en popüler konularından biri olan yağ enjeksiyonunda da kullanılmaya başlandı. Yağ enjeksiyonu , kendi yağ dokunuzun vücudunuzdan liposuction(yağ emme) yöntemiyle alındıktan sonra bir takım özel işlemlere tabi tutulup, vücudunuzun gençleşmesini istediğiniz bölgesine nakledilmesidir. Yağ enjeksiyonu ile, uygun vakalarda ve iyi teknik kullanıldığı taktirde oldukça başarılı neticeler alınabiliyor. Nitekim hem kendi dokunuz olması nedeniyle herhangi bir alerjik risk taşımaması, hem de kazandırdığı volüm etkisinin yanısıra kıvamının ciltaltı dokunuzla aynı kıvamda olması, yağ enjeksiyonunu diğer yöntemlere üstün kılıyor.
 Kök hücre destekli yağ enjeksiyonu nedir?
     Bugüne kadar yapılan bazı çalışmalar yağ dokusunun aslında kök hücre açısından oldukça zengin bir doku olduğunu göstermiştir. Şöyle ki; liposuction ile alınmış 100 ml’lik yağ dokusundan ortalama 10 milyon kök hücre elde edilir. Bu sayı kemik iliğinden yapılan bir seferlik aspirasyonda(yaklaşık 40 ml) elde edilen kök hücre sayısının 45 katıdır. Kaldı ki yağ dokusundan liposuction ile ortalama 2000 ml yağ alabilmekteyiz. Kök hücrelerin, nakledikleri dokuda canlılığı artırdığını iyi biliyoruz. Kök hücreler bunu, birkaç yolla sağlıyorlar. Hem sentezledikleri bazı büyüme faktörleri ile direkt etki göstererek, hem de damarlanmayı artırarak dolaylı yoldan nakledikleri dokunun dolaşımını artırıyorlar. Aynı zamanda kök hücreler, nakledikleri dokunun karakterini taşıyan hücrelere de dönüşüyorlar. Yani yağ dokusu ile birlikte nakledildiğinde olgun yağ hücrelerine dönüşebilme potansiyelleri mevcut. İşte biz, kök hücrelerin bu etkilerinden faydalanarak yağ dokusunun enjeksiyon sonrası yaşayabilirliğini ve kalıcılığını artırmayı başardık.
 Kök hücre destekli yağ enjeksiyonu meme büyütme amaçlı uygulanabilir mi?
      Geçmişte meme büyütme amaçlı olarak yağ enjeksiyonu yöntemi kullanılmasına karşın kullanılan yetersiz teknik ve yaklaşımlar nedeniyle istenilen sonuçlar elde edilememişti. Kök hücre destekli yağ enjeksiyonu ile artık, arzu edilen meme volümünü sağlamak mümkün hale geldi. Enjekte edilen yağ dokusunun oluşturduğu volüm ve kıvam ile oldukça doğal neticeler elde edebiliyoruz. Seçilmiş olgularda ve belli bir volüme kadar kök hücre destekli yağ enjeksiyonu yaparak meme büyütme elde edebiliyoruz. Silikon protezlerden en üstün özelliği, kendi hücrelerinizle, memenin orijinal kıvamında ve üç boyutlu büyütme sağlamasıdır.
 Kök hücre destekli yağ enjeksiyonun diğer yöntemlere olan üstünlükleri nedir?
     Geçmişte uygulanan yağ enjeksiyonları sonrası, yağ dokusu canlılığını koruyamadığından zamanla volüm kaybı olurdu. Yağ dokusu, vücudumuzda damarlanması en bol doku olmasına rağmen nakledildiği ortamda yaşayabilirliğinin az olması plastik cerrahları yılardır arayış içerisine itmiştir.Enjekte edilen yağ dokusunun yaşayabilirliğini artıran bazı faktörler vardır; yağ hücreleri büyük hacimlerine rağmen travmaya karşı oldukça hassas hücrelerdir. Liposuction ile yağ elde etme aşamasında kullanılan ileri yöntemler yağ hücrelerinin canlılığını bir noktaya kadar artırmakla birlikte yağ enjeksiyonlarında istenen volümü sağladığı tam olarak söylenmezdi. Biz kök hücre yardımıyla, enjekte edilen yağ hücrelerinin yaşayabilirliğini ve kalıcılığını artırmayı başardık
 Operasyon hakkında bilgi verebilir misiniz?
        Operasyona canlı yağ dokusu elde etmek için liposuction ile başlıyoruz. Genellikle karın bölgesi veya basen bölgelerinden alınan yağlar yeterli geliyor. Liposuction işlemi bitikten sonra alınan yağların bir bölümü enjeksiyon için özel bir işleme tabi tutuluyor. Alınan yağın bir bölümünden ise, birtakım histokimyasal süreçten sonra “sromal vasküler fraksiyon” içeren ve içerisinde kök hücrelerin de bulunduğu taze hücre süspansiyonu elde ediliyor. Bu hücreler enjekte edilmeyi bekleyen yağ dokusu ile karıştırıldıktan sonra meme doksunun altına, fasya denilen zarın üst, alt bölgesi ve meme altı kas dokusu içerisine enjekte ediliyor. Yani meme dokusu içine enjeksiyon yapılmaksızın , farklı doku tabakalarına hücreler transfer ediliyor.Hem liposuction hem de yağ enjeksiyonu oldukça küçük kanül giriş deliklerinden gerçekleştirildiği için herhangi bir iz kalmıyor. Her bir meme için, uygulanan operasyon ile 200 ml’e kadar volüm artışı sağlanabiliyor. Arzulanan meme büyüklüğü daha fazla ise işlemin tekrarlanmasında herhangi bir sakınca yok.
 Operasyonun herhangi bir yan etkisi mevcut mu?
       Yağ enjeksiyonu bilinenin aksine, doğru teknikler kullanılarak yaşayabilirliği artırıldığında vücudumuz için en uygun dolgu maddesidir. Nitekim, kök hücre destekli yağ enjeksiyonu, günümüze kadar yapılan çalışmalar içerisinde yağ hücrelerinin yaşayabilirliğinin artırılması yönünden devrim niteliği taşımaktadır. Ayrıca, kendi yağ hücreleriniz olması herhangi bir allerjik yan etki riskini ortadan kaldırıyor.
 Bir operasyon için gereken geri enjekte edilecek yağ miktarı nedir?
Yüz: 40-80 cc saf yağ (tam yüz standart operasyon) Bacak: 40-80 cc saf yağ (her bir bacak için) Göğüs: 200-300 cc saf yağ (her göğüs için) Kalça: 200-300 cc saf yağ (her kalça için)
Her bir operasyon için ortalama liposuction yapılacak saf yağ miktarı nedir?
     Eğer bir bölgeye 20 cc lik bir rafine(yani işlemden geçirilmiş)yağ enjeksiyonu gerekiyor ise toplam 80cc lik bir liposuction yapılır. 80 cc lik yağ aspiratının 40 cc si kök hücre elde etmek için işleme tabi tutulur ve sonuçta bu kadarlık bir yağ dokusu 5 cc lik hüce süspansiyonuna dönüşür(içinde 2-6 milyon arası kök hücre vardır) diğer 40 cc ise enjekte edilecek yağ için kullanılır ve işlemlerden geçirilen yağ yaklaşık 20 cc lik yağ olarak geriye kalır. 20 cc lik yağa elde ettiğimiz hücre süspansiyonu eklenip karıştırılarak kök hücreden zenginleştirilmiş yağ dokusu haline dönüştürülür.yani enjeksiyon için gerekli volümü 4 ile çarptığımızda toplam liposuction ile elde etmemiz gereken yağ miktarı ortaya çıkar.

Büyük göğüs bakın nelere neden oluyor

Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zekeriya Kul, göğüs ölçülerinin ideal sınırlar dışında olmasının kadınlarda önemli bir estetik kusur olarak görüldüğünü söyledi.
Ntv’nin haberine göre, göğüs küçültme ameliyatlarına talebin çok olduğunu ve keyfi bir ameliyattan daha çok zaruri nitelik taşıdığını belirten Kul, “Son zamanlarda göğüs küçültme ameliyatlarına olan ilginin artış nedeni; bu operasyonun keyfi bir ameliyattan daha çok zaruri bir ameliyat olduğunun anlaşılması. Göğüslerin büyük ve sarkık olması, sadece kadının estetik görüntüsünü bozmuyor, bunun yanında boyun, sırt ağrısına ve kollarda uyuşmaya neden oluyor. Büyük göğüslerin vücudu öne doğru çekmesine bağlı olarak kamburlaşma başlıyor, memenin alt kıvrımının terlemesiyle pişikler ortaya çıkıyor” dedi.
Büyük göğüslerin kadınların psikolojisini de olumsuz etkilediğini ifade eden Zekeriya Kul, şöyle konuştu:
“Büyük göğüslü olan kişilerde, göğüslerini sürekli gizlemeye çalışmak gibi bir davranış bozukluğu gözleniyor. Toplumda bakışların sürekli kendilerinde olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden kambur durmaya başlayan ve zamanla kamburlaşan kişi, dışarıdan bakıldığında da kendine karşı güvensiz bir görüntü sergiliyor. Göğüslerin büyüklüğü kıyafet seçimlerinde belli kısıtlamalar getiriyor. İstediği kıyafeti dilediğince giyemeyen kadın mutsuz oluyor. Göğüste oluşan sarkmalar kadınlarda estetik kaygısı yaratıyor. Bunlar gibi birçok unsur sayabiliriz ama kısacası büyük göğüsler kadınların yaşam kalitesini düşürüyor.”
Kişiye özel ameliyat
Günümüzde kolay ve hızlı iyileşme süreci olan, modern estetik cerrahi operasyonlarla kadınların istedikleri göğüs ölçülerine kavuşabildiğinin altını çizen Kul, “Bu ameliyatlar, fiziksel ve psikolojik yönden yaşam kalitesini artıran ameliyatladır. Kişiye özel planlama yapılarak, vücut ölçülerine uygun büyüklükte göğüsler elde ediliyor” dedi.
Büyük göğüslerinden dolayı herhangi bir şikayeti olan, meme gelişimini tamamlamış her kadına ameliyatın yapılabileceğini ifade eden Kul, şunları söyledi:
“Yaş ve göğüslerin büyüklüğüne göre farklı teknikler kullanmak mümkün. Fakat eski yıllara göre şu an kullandığımız tekniklerde daha küçük kesi miktarı mevcut ve memenin fizyolojik özelikleri (meme başının hissiyeti ve süt verme fonksiyonları) daha fazla korunuyor” diye konuştu. Yaşam kalitesi artan ve kendine güveni geri gelen kadınların hem iş hem de aşk yaşamlarında daha başarılı olduklarını dile getiren Kul, “Bizim için önemli olan hastamızın mutluluğu. Estetik kaygılarından kurtulan kişiler hayata daha olumlu bakmaya başlıyor. Kendilerine güvenmeleri dışarıdan da fark ediliyor. İş yaşantılarında daha aktif roller almak istiyorlar.”

Göbek yağları bakın neye sebep oluyor!

Karın bölgesindeki fazla yağların omurgalara binen yük nedeniyle bel fıtığı oluşumunu kolaylaştırdığını söyleyen Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zekeriya Kul, “Son yıllarda beyin cerrahi ve fizik tedavi uzmanları, bel ve sırt ağrısından şikayeti olan birçok hastayı plastik cerrahlara yönlendiriyor. Yapılan estetik ameliyatla karın bölgesindeki yağların ve sarkan derinin alınması hem bel fıtığı oluşumunu engelliyor hem de küçük fıtıkların oluşturduğu şikayetler yük ortadan kalkınca kendiliğinden kayboluyor, ağrılar son buluyor” dedi.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zekeriya Kul, omurgaların esnekliğini sağlayan ve bir tür destek görevi gören disklerin aşırı baskıya maruz kaldıklarında fıtık oluşturduklarını söyledi. Özellikle karın bölgesinde toplanan aşırı kilo ve sarkmaların omurlar üzerine baskı yaptığını, aynı zamanda öne doğru çekme hareketiyle omurların duruşunu değiştirdiğini ifade eden Zekeriya Kul, “Omurgalara binen yük ve çekme etkisi bel fıtığı oluşumunu kolaylaştırıyor” diye konuştu.
BEYİN CERRAHLARI YÖNLENDİRİYOR
Fazla kiloların sadece estetik bir kusur olarak görülmemesi gerektiğini belirten Op. Dr. Zekeriya Kul, şunları söyledi: “Birçok kişi, estetik operasyonların sadece güzelleşmek amacıyla yapıldığı algısına sahip. Oysa ki bu düşünce yanlış. Son yıllarda beyin cerrahi ve fizik tedavi uzmanları, bel ve sırt ağrısından şikayeti olan birçok hastayı plastik cerrahlara yönlendiriliyor. Çünkü karın estetiği ameliyatı vücudu öne doğru çeken kuvveti ortadan kaldırdığı için vücudun duruşunu değiştiriyor ve omurların üstüne binen yükü ortadan kaldırıyor. Yapılan estetik ameliyatla karın bölgesindeki yağların ve sarkan derinin alınması hem bel fıtığı oluşumunu engelliyor hem de küçük fıtıkların oluşturduğu şikayetler yük ortadan kalkınca kendiliğinden kayboluyor, hastaların ağrıları son buluyor.”
FITIĞA DA GÖBEĞE DE SON!
Hastalara öncelikle diyet ve sporu önerdiklerini fakat bunlara yanıt alınmadığı takdirde estetik ameliyata başvurulması gerektiğini belirten Dr. Kul, “Hastalara önerdiğimiz en son seçenek ameliyat. Spor ve diyette başarı sağlanmazsa, yüksek yan gerilimli karın estetiği ile sorunu ortadan kaldırıyoruz” diye konuştu. Yüksek yan gerilimli karın estetiği ameliyatıyla fazla yağı ve deriyi alıp, karın duvarını oluşturan ve gevşemiş olan kasları bir nevi iç korse yaparak tamir ettiklerini söyleyen Zekeriya Kul, şunları ifade etti: “Karın estetiği ameliyatlarında geçmiş yıllardaki teknik ve estetik anlayışımız değişti. Amacımız sadece gergin ve fazlalığın alındığı bir karın ön duvarı değil, aynı zamanda belirgin bir bel kavsinin ortaya çıktığı bir anatomi oluşturmak. Yüksek yan gerilimli karın estetik ameliyatıyla bu mümkün. Fazla deri ve yağ dokusu alınıp yan bel bölgeleri liposuction ile inceltildikten sonra karnın ön duvarında zayıflamış ve gevşemiş karın kaslarını birbirine birleştirerek karın ön duvarını güçlendiriyoruz. Aşırı yükten kurtulup kasları güçlenen hastanın vücut postürü normale döndüğü için sırt ve bel bölgesine binen yük ortadan kalkıyor, böylece hem bel fıtığı riski ortadan kalkıyor, hem de estetik bir görünüm elde ediyor.”
3 GÜN SONRA NORMAL HAYATA DÖNÜŞ
Ameliyatın yaklaşık 2 saat sürdüğünü dile getiren Op. Dr. Kul, “Ameliyat genel anestezi altında yapılıyor ve hasta ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalkabiliyor. 1 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu oluyor ve 3 gün sonra ağır sportif hareketler hariç, normal hayatına dönüyor” ifadesini kullandı.